Prof. Dr. Alpaslan CEYLAN
Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi Rektörü
Türk dünyasına hizmet aşkıyla Türk dünyasının önemli merkezlerinden Bişkek’te faaliyete başlayan Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, kurulduğu günden bu yana bilimsel etkinlikleri destekleyen, bünyesinde çeşitli eğitim ve araştırma faaliyetlerini sürdüren, Türklük bilimine katkı sağlayıcı her türlü projeye sıcak bakan bir yükseköğretim kurumu olmuştur. Son yıllarda bu faaliyetlerine hız verip “Bir Üniversiteden Ötesi” sloganıyla yoluna devam eden Üniversitemiz, yerelden dünyaya açılan penceresiyle yerli ve yabancı birçok bilim insanının buluşma noktasıdır.
Bu amaç doğrultusunda her fakültemiz ve araştırma merkezimiz, kendi alanındaki bilim faaliyetlerini yakından takip edip yerli ve yabancı bilim insanlarını bir araya getirecek ilmî buluşmalara ev sahipliği yapıyor. Özellikle sosyal bilimlerin birçok alanını kuşatan Edebiyat Fakültesi, kuruluş amacına uygun olarak Türk halklarını dil, edebiyat, tarih, coğrafya, kültür, bilim, felsefe, sosyoloji gibi bilim dallarının ışığında bir araya getiriyor. Her fırsatta bu iş birliğini arttırıcı bilimsel etkinlikler düzenleyip yurt içi ve yurt dışından bilim insanlarının bilgi paylaşımı yapmasını sağlıyor. Bu doğrultuda iki ila üç yılda bir "Genç Türkologlar" başlığıyla gerçekleştirilip artık bir gelenek hâline gelen sempozyum ise ayrı bir önem taşıyor. Sempozyumun, Türkoloji biliminin geleceği olan gençleri, Türk dünyasının parlayan yıldızı Manas Üniversitesi’nde buluşturması, Üniversitemizin gelecek kuşaklara kültür aktarımı sağlama işlevine de katkı sunuyor. Başarılı genç bilim insanı adaylarını akademik hayata hazırlayıcı ve teşvik edici bu sempozyumun, Türk dünyasındaki ortak konulara dikkat çeken başlıklar altında yapılması ise geleceğe miras kalacak faydalı sonuçların elde edilmesi noktasında büyük önem taşıyor.
Türk dünyasının buluşma noktalarından Bişkek’te ve yine Türk dünyasının gözbebeği Manas Üniversitesi çatısında bir gelenek olup süregelen Uluslararası Genç Türkologlar Sempozyumu’nun bu yıl onuncusu düzenlendi. Türkoloji sahasında gelecek nesillerin söz sahibi olacağı bir zemin oluşturmak, farklı coğrafyalardan gelen genç bilim insanlarını ortak bir amaç etrafında buluşturmak amacıyla Kırgızistan’ın başkenti Bişkek’te düzenlenen bu önemli bilimsel etkinlik, Türkolojiye gönül vermiş genç araştırmacıların bir araya gelerek bilgi ve deneyimlerini paylaştıkları ve fikir alışverişinde bulunabilecekleri bir bilim ortamına dönüşüyor. Sempozyum, bir yandan Türk dünyasını bir araya getirme görevini üstlenirken bir yandan da dünyanın dört bir yanında ilmî faaliyetlerde bulunan büyük Türkoloji ailesini selamlıyor.
Sempozyum, yalnızca genç bilim insanlarına söz hakkı tanımakla kalmayıp, aynı zamanda Türkoloji alanının küresel ölçekteki güncel durumunu değerlendirme ve geleceğe yönelik bilimsel iş birlikleri kurma fırsatı da sunuyor. Günümüzde Türkoloji, sadece Türk dillerinin, edebiyatlarının, tarihinin ve kültürlerinin incelendiği bir alan olmakla kalmıyor; aynı zamanda farklı halklar arasında köprü kuran, geçmişi anlamlandıran ve geleceğe dair vizyon geliştiren disiplinler arası bir araştırma alanı olarak öne çıkıyor. Dünyanın dört bir yanındaki üniversitelerde, farklı milletlere mensup bilim adamları tarafından yapılan Türkoloji araştırmaları, bu alanın evrensel bilim dünyası içindeki yerini ve etkisini her geçen gün daha da görünür hâle getiriyor.
Sempozyumun önemli bir yönü de Türk dünyasının farklı bölgelerinden gelen gençleri bir araya getirip, ortak bir kültürel ve bilimsel bellek oluşumuna zemin hazırlaması. Bu anlamda sempozyum yalnızca akademik bir toplantı değil; aynı zamanda kültürel bir buluşma, dilsel bir yakınlaşma ve tarihsel bir dayanışma zemini sunuyor. Türk dünyasının sahip olduğu ortak değerleri genç araştırmacılar aracılığıyla yeniden hatırlamak ve yorumlamak, gelecekte daha güçlü bir bilimsel birlikteliğin temelini atıyor.
İlk olarak 2007 yılında bilim insanı Dr. Hüseyin Özbay’ın düşüncesiyle yakılan Genç Türkologlar meşalesi, yaklaşık yirmi yıl boyunca elden ele iletildikten sonra bugün onuncusuyla sahne alıyor. “Türk Dillerinde Dil ve Edebiyat Sorunları” başlıklı ilk sempozyum, gelecekte çok daha büyük kapsamda düzenlenecek dokuz sempozyumun müjdeleyicisidir. Türkoloji çalışmaları bir çığ gibi büyüdükçe katılımcı sayısı da artıyor; onlu rakamlarla başlayan bu sayılar yüzlerle ifade edilmeye başlıyor.
Geçmiş yıllarda Balasagunlu Yusuf Has Hacib’in doğumunun 1000. yılı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ve Türk gençliği, Kırgızların yıldırım sesli manasçısı Cengiz Aytmatov, Manas Türkoloji’nin kurucularından Salican Cigitov, Kırgız akademisinin önemli ismi Prof. Dr. Bübüyna Orozbaeva, Manas Türkoloji’nin kurucularından Prof. Dr. Tuncer Gülensoy, Yusuf Has Hâcib’in ölümsüz eseri Kutadgu Bilig’in 950. yılı, Kırgız Devlet Dili Yasası’nın 30. yılı gibi anlamlı isim ve olaylara ithaf edilen bu sempozyumlar, Türkoloji tarihinin dönüm noktalarını hatırlatmakla birlikte genç bilim insanlarını bu mirasla buluşturmayı hedefleyip bunu layıkıyla yerine getirmiştir. Yayımlanan bildiriler, tartışmalar ve akademik ilişkiler sayesinde sempozyum yalnızca güncel bilimsel katkılarla anılmıyor; aynı zamanda Türkoloji mirasının sürdürülebilirliğine de büyük bir hizmet ediyor.
Bu yıl sempozyumun onuncusu, geçtiğimiz yıl yitirdiğimiz, Türk dünyasına sevdalı bir Türk âşığı olan, kadim dostum Dr. Yakup Ömeroğlu anısına düzenlendi. Sempozyumun Türk’e ve Türk dili ile edebiyatına hizmet etmiş isimlere vefa borcu ödeme misyonu, yine layıkıyla yerine getiriliyor; Dr. Yakup Ömeroğlu’nun aziz hatırası bir kez daha gönüllere nakşediliyor. Türk dünyasında dokunmadık yer ve gönül bırakmayan, soydaşlık şuurunu hem kültürel hem de edebî mahfillerde yüksek sesle dile getiren, yaptığı ve öncülük ettiği çalışmalarla “kardeşlik” duygusunu zirveye taşıyan Ömeroğlu, Türk dünyasının bereketli zeminine saçtığı tohumların karşılığını bugün on üç farklı ülkeden genç Türkoloğun katıldığı bir sempozyuma ismini vererek alıyor. Erken yaşta kaybettiğimiz Ömeroğlu, Kardeş Kalemler dergisini ismiyle müsemma bir hâle getirip bir edebî dergi vasıtasıyla Türk dünyasını aynı çatı altında toplamayı başarmıştır. Bu misyonu, bu kez de onuncusuna ismini verdiği bu sempozyum aracılığıyla yerine getirip aramızdan fiziken ayrılsa dahi manevi varlığıyla birleştirme vazifesi görmeye devam ediyor. Kurucusu olduğu Avrasya Yazarlar Birliği kaldığı yerden tüm hızıyla çalışmalarını devam ettiriyor; önceki çalışmaların üzerine daha fazlasını koyuyor. Böylece Türk dünyası ortak bilincinin inşasında çok önemli bir rol üstleniyor. Bu duygular eşliğinde kıymetli dostum Yakup Ömeroğlu’nu rahmetle anıyor, yattığı yer incinmesin diyorum.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Gençler! Cesaretimizi kuvvetlendiren ve devam ettiren sizsiniz. Siz, almakta olduğunuz eğitim ve kültür ile insanlık meziyetinin, vatan sevgisinin, fikir özgürlüğünün en değerli simgesi olacaksınız.” düsturundan hareketle, gençlerin sahip olduğu potansiyeli bilim ve kültür ışığında eyleme çeviriyoruz. Sarsılmaz bir gelecek için muhtaç olduğu kudreti damarlarındaki asil kanda taşıyan gençlerimizin ülke ve millet aşkıyla yapacağı her türlü işe ihtiyaç duyulduğunu biliyoruz. Gençlerin bu potansiyelini açığa çıkarmada ilim yolunun önemini ve bu konuda üniversitelere çok büyük bir sorumluluk düştüğünü hiç unutmuyoruz. İşte buna bağlı olarak, sahip olduğu imkânları her zaman gençlerle paylaşan Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Türk tarihi ve kültürünün yüklediği bu sorumluluğu üstlenmeye devam ediyor. Üniversitemiz, imkânları doğrultusunda genç akademisyen adaylarının yaptığı ve yapacağı her türlü araştırmayı desteklemeyi, onları hemen her fırsatta bir araya getirip böylece geleceğin akademisyenlerini yetiştirmeyi sürdürecektir. Kırgızistan-Türkiye Manas Üniversitesi, Türklük bilimi araştırmalarının artarak devam ettiği günümüzde, Türk dünyası özelinde fikir alışverişlerinin yapılmasına zemin hazırlayıp “dilde, fikirde, işte birlik” gayesinin gerçekleşmesi için her türlü fırsattan yararlanacak; bu tür etkinliklerde söz sahibi olmayı bir borç bilecektir.
Bu vesileyle Genç Türkologlar sempozyumlarında emeği geçenleri kutluyor, sunulan bildirilerin Türklük bilimi camiasına hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.
Bu sempozyum sadece akademik bir etkinlik değil; Türk dünyasının dört bir yanında Türklüğe ve Türkolojiye gönül vermiş genç seslerin bir ağızdan gür sesle haykırdığı Türk geleceği vizyonunun da ortak ifadesidir. Sempozyuma katılan tüm genç araştırmacılara başarılar diliyor, katkılarıyla bu ortak zemini daha da zenginleştirdikleri için teşekkür ediyorum.